Uncategorized – SAĞLIK
3 Haziran
Şifalı Bitkilerin Tarihi ve Kültürel Önemi

Şifalı bitkiler, binlerce yıl boyunca insanların sağlık ve iyilik hallerini desteklemek için kullandığı doğal kaynaklardır. Antik çağlardan bu yana çeşitli medeniyetler, bitkilerin iyileştirici gücünü keşfetmiş ve tıbbi uygulamalarında kullanmışlardır. Örneğin, Eski Mısırlılar papatya ve aloe verayı çeşitli rahatsızlıkları tedavi etmek için kullanırken, Çin tıbbında ginseng ve zencefil gibi bitkiler uzun ömür ve enerji artışı için tercih edilmiştir. Aynı şekilde, Ayurveda tıbbında ise Hindistan’da sarımsak ve zerdeçalın iltihaplanmayı azaltma ve bağışıklığı güçlendirme amaçlı kullanımı yaygındır.

Tarih boyunca şifalı bitkilerin kullanımına dair kayıtlar, onların modern tıpta ve günlük yaşamda neden hala popüler olduğunu anlamamıza yardımcı olur. Örneğin, Lavanta Eski Yunan ve Roma döneminde yaraları iyileştirmek ve uykusuzluğu gidermek için kullanılmıştır. Bugün de lavanta yağı stres ve kaygıyı azaltmada yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu bitkilerin kültürel önemi ve tarihsel kullanımı, onların modern bilim ve tıbbi araştırmalar tarafından desteklenmesine yol açmıştır.

2 Haziran
Şifalı Bitkiler Listesi
  1. Lavanta
    • Kullanım Alanları: Stres ve kaygıyı azaltmak, uyku kalitesini artırmak, cilt sağlığını desteklemek
    • Faydaları: Anti-inflamatuar ve antioksidan özellikler
  2. Zencefil
    • Kullanım Alanları: Sindirim sorunlarını hafifletmek, mide bulantısını azaltmak, soğuk algınlığı ve grip belirtilerini hafifletmek
    • Faydaları: Anti-enflamatuar ve antioksidan özellikler
  3. Zerdeçal
    • Kullanım Alanları: Eklem ağrıları ve artrit tedavisinde, iltihaplanmayı azaltmak
    • Faydaları: Anti-inflamatuar ve antioksidan özellikler
  4. Echinacea
    • Kullanım Alanları: Bağışıklık sistemini güçlendirmek, enfeksiyonlara karşı koruma sağlamak
    • Faydaları: Antioksidan ve anti-inflamatuar özellikler
  5. Adaçayı
    • Kullanım Alanları: Hafıza ve bilişsel işlevleri desteklemek, sindirimi iyileştirmek, ağız sağlığını desteklemek
    • Faydaları: Antimikrobiyal ve antioksidan özellikler
  6. Nane
    • Kullanım Alanları: Sindirim problemlerini hafifletmek, baş ağrısını azaltmak, solunum yollarını açmak
    • Faydaları: Anti-inflamatuar ve rahatlatıcı özellikler
  7. Ginseng
    • Kullanım Alanları: Enerji seviyelerini artırmak, stresle başa çıkmak, bağışıklık sistemini desteklemek
    • Faydaları: Adaptogenik ve antioksidan özellikler
  8. Aloe Vera
    • Kullanım Alanları: Cilt yanıkları ve yaraların iyileşmesini desteklemek, cilt sağlığını iyileştirmek, sindirimi desteklemek
    • Faydaları: Anti-inflamatuar ve nemlendirici özellikler
  9. Papatya
    • Kullanım Alanları: Uyku bozukluklarını tedavi etmek, sindirimi desteklemek, cilt iltihaplarını azaltmak
    • Faydaları: Anti-inflamatuar ve antispazmodik özellikler
  10. Sarı Kantaron
    • Kullanım Alanları: Hafif ve orta şiddette depresyon tedavisi, yara iyileşmesi, anti-inflamatuar etkiler
    • Faydaları: Antidepresan ve anti-inflamatuar özellikler
  11. Fesleğen
    • Kullanım Alanları: Sindirimi desteklemek, stres azaltmak, bağışıklık sistemini güçlendirmek
    • Faydaları: Antioksidan ve anti-inflamatuar özellikler
  12. Kekik
    • Kullanım Alanları: Solunum yolu enfeksiyonları, sindirimi desteklemek, antimikrobiyal etkiler
    • Faydaları: Antimikrobiyal ve antioksidan özellikler
  13. Biberiye
    • Kullanım Alanları: Hafızayı ve konsantrasyonu artırmak, sindirimi desteklemek, antioksidan etkiler
    • Faydaları: Antioksidan ve anti-inflamatuar özellikler
  14. Melisa (Oğulotu)
    • Kullanım Alanları: Stres ve kaygıyı azaltmak, uyku bozukluklarını tedavi etmek, sindirimi desteklemek
    • Faydaları: Sakinleştirici ve anti-inflamatuar özellikler
  15. Tarçın
    • Kullanım Alanları: Kan şekeri seviyelerini düzenlemek, sindirimi desteklemek, antioksidan etkiler
    • Faydaları: Antioksidan ve anti-inflamatuar özellikler
  16. Sarımsak
    • Kullanım Alanları: Bağışıklık sistemini güçlendirmek, kan basıncını düzenlemek, antimikrobiyal etkiler
    • Faydaları: Antibakteriyel ve antiviral özellikler
  17. Karahindiba
    • Kullanım Alanları: Karaciğer sağlığını desteklemek, sindirimi iyileştirmek, anti-inflamatuar etkiler
    • Faydaları: Diüretik ve antioksidan özellikler
  18. Ekinezya
    • Kullanım Alanları: Bağışıklık sistemini güçlendirmek, soğuk algınlığı ve grip tedavisi, anti-inflamatuar etkiler
    • Faydaları: Anti-inflamatuar ve antioksidan özellikler
  19. Çuha Çiçeği
    • Kullanım Alanları: Hormonal dengeyi desteklemek, cilt sağlığını iyileştirmek, anti-inflamatuar etkiler
    • Faydaları: Omega-6 yağ asitleri ve anti-inflamatuar özellikler
  20. Şerbetçiotu
    • Kullanım Alanları: Uyku bozuklukları, stres ve kaygıyı azaltmak, sindirimi desteklemek
    • Faydaları: Sakinleştirici ve anti-inflamatuar özellikler

Bu liste, şifalı bitkilerin ne kadar çeşitli ve kapsamlı olabileceğini göstermektedir. Her bitkinin kendine özgü faydaları ve kullanım alanları vardır, bu nedenle sağlık ihtiyaçlarınıza en uygun olanları seçmek için araştırma yapmak önemlidir.

2 Haziran
Bitkisel kür nedir?

Değerli okuyucu, uzun yıllardan beri bitkiler üzerine yaptığım araştırmalarımın temelini içerdikleri etkin maddeler oluşturmaktadır. Bir bitkinin içerdiği ana etkin madde veya maddeleri araştırıp tanımlamak ve ortaya koymak, önleyici ve koruyucu tedavi için yeterli olmamaktadır. Çünkü bir bitki sadece faydalı maddeler içermemektedir. İnsan sağlığı için olumsuz etkisi olabilecek zararlı maddeler de içermektedir. Bu durumda insan sağlığı için tedavi edici gücü veya önleyici ve koruyucu gücü olan etkin maddelerden nasıl faydalanabileceğiz? Tedavi edici, önleyici ve koruyucu gücü olan etkin maddeleri bitkiden nasıl dışarı alacağız? Bu faydalı maddeleri dışarı alırken zararlı olanların da alınmamasını nasıl sağlayacağız?

Tüm bunlar doğru seçilmiş bitkinin hangi kısımlarının kullanılacağı ve nasıl hazırlanması gerektiği sorusunu ön plana çıkarmaktadır. Bunun en kolay yolu, bitkiyi demlemek veya haşlamaktır. Demleme veya haşlama esnasında bitkinin içerdiği tüm etkin maddeler aynı anda suya geçemezler. Demleme süresine bağlı olarak belli bir sırada demleme suyuna geçerler. Bu nedenle bitkinin ne müddetle demleneceği çok önemlidir. Çok severek verdiğim bir örnekle bu durumu sizlere tekrar açıklamak istiyorum. Masanıza üç tane sıcak su dolu bardağı koyunuz ve aynı anda üçünün de içerisine birer tane çay poşetini atınız. Birinci bardaktakini bir dakika sonra çekiniz, ikinci bardaktakini dört dakika sonra çekiniz ve üçüncü bardaktakini de sekiz dakika sonra çekiniz. Önünüzde üç ayrı zamanda demlenmiş birer bardak çay bulunmaktadır. Şimdi sırasıyla bu üç bardağın insan üzerindeki etkilerinin ne olabileceğini inceleyelim.

 

  • Birinci bardaktaki bir dakikalık çay en uyarıcı olanıdır. Çünkü birinci dakikada suya geçen maddeler en uyarıcı olanlardır. Bunlar arasında kafein, theobrombin ve theophilin bulunmaktadır. Bu üç madde uyarıcıdır, yani kalp atışlarını bir miktar artırırlar. Bir miktar da tansiyonu yükseltirler. Uyarıcı olmaları nedeniyle kendinizi gergin hissedersiniz ve uykuya geçmekte zorlanırsınız. Bir dakika demleyerek, açık çay içtiğini zannedenler ne yazık ki yanılırlar. Onların açık çay zannettikleri çok kısa demlenmiş çaydır. Oysaki çayın kısa demlenmişi en uyarıcı ve gerginlik yapıcı olanıdır.
  • Gelelim ikinci sıradaki, dört dakika demlenmiş çay bardağına. Bu çay sindirim sistemini uyarıcı etkin maddeler içermektedir. Yemeğin üzerine içeceğiniz dört dakika demlenmiş çayın, sindiriminizi nasıl hızlandırdığını ve yemekleri nasıl daha kolay hazmettiğinizi hayretle hissedebilirsiniz.
  • Üçüncü sırada ve sekiz dakika demlenmiş çaysa keyif vericidir. Rahatlatıcıdır. Dinlendiricidir.
2 Haziran
Hangi bitki çayı, neye yarar?

10 bitki çayı, sayısız fayda!

Bitki çaylarının sağlığa birçok faydasının olduğu bilinir. Hatta birçok farklı toplumda uzun yıllardır kullanılan bitki çayları vardır. Doğanın bizlere sunduğu bu sağlık imkanını bilinçli bir şekilde tüketmek önemlidir. Özellikle herhangi bir sağlık sorunu olan kişilerin bu tarz bitki çaylarının tüketilmesi konusunda doktorlarına danışmaları gerekir. Doğru miktarda tüketmemek sağlık sorunlarına neden olabilir. Herhangi bir sentetik ilaç kullanırken doktora danışmadan bitkisel çayların içilmemesi gerekir. Çünkü bazı durumlarda etkileşime girme durumu söz konusu olabilir. Bir ameliyata girilecekse bitki çaylarının iki hafta önce bırakılması önerilir. Uyarılarımızın ardından gelelim hangi bitki çayının neye iyi geldiğine…

Melisa çayı: Sakinleştirir

Halk arasında oğulotu olarak da bilinen melisa, hafif yatıştırıcı etkiye sahiptir. Bu nedenle de melisa bitki çayı sinirsel kaynaklı uyku sorunları, mide şikayetleri, gaz, çarpıntı ve huzursuzluk şikayetlerinde yarar sağlar. Yatıştırıcı etkili bileşenlerinin yer aldığı uçucu yağ oranının düşük olması nedeni ile bitkinin dikkatle kurutulması, sıkı kapalı kaplarda saklanması ve 6 ay içerisinde kullanılması melisa bitkisi çayının etkinliğini artırır.

Hazırlanışı: 1 çay kaşığı melisa yaprağı üzerine kaynatılmış su ilave edin. Kapaklı bir fincanda 10 dakika demlenmeye bırakın. Günde 3- 4 bardak içebilirsiniz.

Ginkgo biloba çayı: Hafızayı güçlendirir

Yaşayan en eski ağaç türlerinden biri olan ginkgo biloba, yaprakları ile vücuda birçok yarar sağlar. 5000 yıl öncesine ait Çin kayıtlarında ginkgo yapraklarının beyin için yararlı olduğu bilgisi yer alır. Gerek deneysel, gerekse klinik bilimsel çalışmalar, ginkgo yapraklarının serebral bozuklukların geciktirilmesindeki etkinliğini ortaya koyuyor. Beyin damarlarında kan akımını hızlandırmasının yanı sıra sinir uçlarını koruyucu etkisi nedeniyle yaşa bağlı ortaya çıkan hafıza şikayetlerinin geciktirilmesinde yararlıdır. Ginkgo biloba bitki çayı, vertigo, kulak çınlaması ve diğer dolaşım problemleri için de kullanılır. Aynı zamanda yaşlanma nedeniyle ortaya çıkan enerji eksikliği ve zihinsel yorgunluk gibi etkilerin azalmasında da yardımcı olabilir. Yapılan çalışmalar ginkgo bitki çayının etkisini gösterebilmesi için en az 3 ay kullanılması gerektiğini gösteriyor. Bu nedenle gerek kullanımının sürekliliği, gerekse yeterli miktarda uygulanması büyük önem taşır.

Hazırlanışı: Bir tutam ginkgo biloba yaprağının üzerine kaynar su ilave edin. Ağzı kapalı bir kapta 15 dakika kaynatın. Bu bitki çayını günde 3-4 defa içilebilirsiniz.

Mate çayı: Yorgunluk giderir

Paraguay çayı olarak da bilinen Mate bitki çayı, Güney Amerikalılar tarafından zihinsel uyanıklığı artırma amacıyla kullanılır. Uyarıcı etkisi, içindeki kafein, teofilin ve teobromin’den kaynaklanır. Bu etkisinin yanı sıra mate bitki çayının idrar atıcı, terletici özelliği bulunur. Bedensel aktivitede bulunan ve spor yapanlar için doğal bir enerji kaynağı olan mate bitki çayı, bu özelliği nedeniyle yorgunluğa karşı da kullanılabilir. Fazla miktarlarda tüketimi uykusuzluğa, ülser rahatsızlığı olanlarda mide asidinin artmasına, amfetamin gibi diğer uyarıcılarla birlikte alımı ise tansiyonun yükselmesine ve kalp ritminde bozulmaya neden olabilir.

Hazırlanışı: 1 çay kaşığı mate yaprağı üzerine kaynatılmış su ekleyin. 5- 10 dakika demlenmeye bırakın. Bu şekilde kısa süre demlemek çayın tadının buruk olmasını engeller. Günde 2 fincana kadar içebilirsiniz.

Nergis çayı: Yanık ve yara tedavisi için

Görünümü ve hoş kokusu ile bildiğimiz nergis çiçeği ile yapılan özel çay, soğuk algınlığından yara tedavisine kadar pek çok soruna karşı fayda sağlayabilir. Nergis bitki çayı ağız ve boğaz şikayetlerinde; soğuk algınlığı, boğaz ağrısı ve öksürük sorunlarında hafifletici ve terletici olarak önerilir. Hemoroit şikayetlerinin giderilmesinde doktor tedavisine ek olarak kullanılabilir. Yoğun içerikli bir bitki çay olarak hazırlanıp ılıtılıp, gazlı bir bez ile haricen uygulandığında ilgili bölgedeki kaşıntıyı giderir. Nergis bitki çayının yanık ve yaralar üzerinde aynı şekilde uygulanması da ağrıyı azaltarak iyileşmeyi hızlandırabilir.

Hazırlanışı: 1 çay kaşığı kuru bitki üzerine 1 bardak taze kaynatılmış su ilave edin. 10 dakika dinlendikten sonra içebilirsiniz. Nergis çayının en etkili olan kısmı turuncu olan renkli dilsi çiçeklerdir

Zerdeçal çayı: Kansere karşı

Çin tıbbında uzun yıllardır tedavi amaçlı kullanılan zerdeçalın faydaları tüm dünyada da kabul görmeye başladı. E ve C vitamininden çok daha fazla antioksidan etkiye sahip zerdeçalın kalp sağlığına dahi olumlu etkileri vardır. Araştırmalar, zerdeçal bitki çayının, karaciğer hasarını önleyici, antioksidan, kan lipit seviyesini koruyucu, ağrı-halsizlik giderici, kansere karşı koruyucu ve antimikrobiyal etkilerini ortaya koyuyor. Zerdeçal bitki çayı, mide ve bağırsak sisteminde safra akışını artırıcı etkisi nedeniyle yağlı besinlerin sindirilmesine yardımcı olup, iştahı artırır. İçeriğindeki antioksidan etki ile E ve C vitamininden daha güçlüdür. Kalp sağlığını destekler ve kan sulandırıcı etkisi bulunur. Amerikan Sağlık Dairesi’nin yaptığı çalışmalar, zerdeçalın, içeriğindeki temel bileşenlerden olan kurkuminoitlerin kansere karşı koruyucu rol oynadığı gibi alzheimer ve diyabette de etkili olduğunu ortaya koyuyor.

Hazırlanışı: Kapaklı bir cezvede kaynamakta olan suyun içerisine ufak parçalara ayrılmış 1 çay kaşığı zerdeçal ilave edip, kapağını kapatın. 5 dakika kaynattıktan sonra süzerek içebilirsiniz. Öğün aralarında günde 2-3 bardak tüketebilirsiniz. Şimdiye kadar yapılan çalışmalarda herhangi bir yan etkiye rastlanmamakla birlikte, diğer bitkilerde de olduğu gibi önerilen dozdan fazla kullanmamaya özen gösterin.

29 Nisan
Kuru Meyveler ve Faydaları

Kuru meyveler özellikle de sağlıklı beslenmek isteyenlerin hayatında önemli bir yere sahip. Günlük yaşantımızda kahvaltıda, ara öğünlerde, ders aralarında, spor öncesinde, bir şeyler izlerken, iş molasında tükettiğimiz kuru meyveler hakkında ne kadar bilgiye sahipsiniz? İçerisinde zararlı katkı malzemeleri bulunmadığı için büyük küçük herkesin güvenle tercih ettiği kurutulmuş meyvelerin çeşitleri ve faydaları neler?

Taze meyvelere oranla daha fazla antioksidan içeren kurutulmuş meyveler, içerisindeki suyun yok edilmesiyle hazırlanır. Günümüzde bu işlem farklı şekillerde uygulanabiliyor. En bilineni güneşte kurutmak olsa da fırınlamak, kurutma ve soğutma makinelerini kullanmak, dondurarak kurutmak gibi yöntemler de teknolojinin ilerlemesiyle hayatımıza girmiştir.

Kurutulmuş meyveleri tek başına tüketebileceğiniz gibi dilerseniz sabah kahvaltınızda yulafla karıştırabilir, sağlıklı atıştırmalık toplar hazırlayabilir, salatalarınıza tat vermesi için ilave edebilir ya da tatlılarınızda doğal şeker olarak kullanabilirsiniz. Fakat tabii ki bu meyvelerin de tıpkı tazeleri gibi fruktoz içerdiğini unutmamalısınız. Yüksek kalori ve şeker alımını engellemek için porsiyonlarınıza dikkat etmelisiniz.

İçerisindeki su miktarı %10-20 seviyelerine düşürülürken bir yandan da vitamin, mineral ve lif değerlerini koruyan kurutulmuş meyveleri ara öğün olarak kontrollü bir şekilde tüketirseniz pek çok faydasını görürsünüz. Genel olarak vücuda enerji veren ve hazmı kolaylaştıran kuru meyveler farklı problemlere de fayda sağlayabiliyor.

0